top of page
KAPTANIN GEĞİR DEFTERİ
* bugün bi karar aldım kendime; ki genelde kararları kendi kendime alırım.. bundan böyle, Kaptanın Geğir Defteri isimli şu köşeyi, Kaptanın Eğik Defteri olarak değiştirmeyi planlayazdım. Neden diye soracak olursan eğer?(ki bence sorma ayıp) kolayı bırakmanın getirdiği, daha doğrusu getirmediği geğrintinin bir defteri olması saçma geldi bünyeye.. Oysa aynı defteri eğik tuttuğumda gayet eğik defter olabiliyordu... bence çok mantıklıydı... evet.
* 2binsel bir 26'ya neredeyse 1 aya yakın zaman kaldığında anladım ki, 1 ay ile 30 gün neredeyse aynı.. o zaman ne yapıyoruz? geri sayıma başlayalım... 13.999, 13.998, 13.997, 13.996... bi dakika!. neden şaşırdın ki? sen 10'dan mı geriye sayıyorsun son anda?.. ne banal! ne sıkıcı... 13.989, 13.988, 13.987...
* 2binyirmi5'e sayılı günler kaldı da ne oldu? şimdi 2binyirmi6'ya sayılı aylar kaldı... eee? sonuç? aynı kola, aynı geğirti...
* Sevgili kaptanın geğir defterisi, Çanakkale geçilmez, çıkılır. unutma bunu, ve yaz bi kenara!.. bugün kola içmedik.
* 2binyirmi5'e sayılı günler kala gerçekleştirdiğimiz bu toplu update esnasında yazılan yazıları da yine toplu şekilde okunduğu için çok mutlu olan bünyemin, sırf bu cümleyi yazarken bile, 2binyirmi5'e cümle başından daha az vakit kalıyor olmuş olması da takdire şayan bir enteresanlıktır vesselam!?..
* geçtiğimiz bunca zaman zarfında ne oldu? bıraktığımız kolayı, bıraktığımız yerden aldık tabi.. neden? çünkü teoman da müziği bırakıp, sonra bıraktığı yerden geri alıyor.. ben neden yapmayayım mıymışımdım ki? işte bu minvalde yine yazacak satırlar bulabiliyoruz kaptanın geğir defterine... o zaman yazalım: gark!.
* kolayı bıraktık artık nefes tutarak geğirme fiilini gerçekleştiriyoruz çünkü neden? kola bünyeye zararlı.. hem de geğirtiyor... bu da şöyle şurada dursun sevgili kaptanın geğir defterisi..
* o değil de pek iyi olmadı sanki şu 2020.. her limanda sevgilimiz var dedik. virüs korkusundan iskeleye yanaşamıyoruz... neyse devam. bugün de kola içtik çok şükür..
* Yaşasın 2020! Parası neyse verdim, tüm mürettebatın eğleneceği bir yılbaşısı partisi düzenledim. herkes litre litre kola içti, uzun uzun geğirdik.
* 2019'un son kıvrımına gelirken biz, "kıvrım" sözcüğüne takıldın değil mi? oysa ben de takıkım ona.. severiz ailecek! kıvrımsız olmaz zaten. en güzeli kıvrımlı kıvrımlı.. kıvıl kıvıl. kıv kıv.. oysa kıvrım yerine düzlük kelimesini seçseydim eğer, at yarışı gelecekti aklına... bak ne güzel kıvrım dedim, aklına neler geldi kim bilir? sus, çaktırma! benim de aklımda o var.. eheh!..
Netice itibariyle biten yıla yazılan bir yazıyken bu, libidoyu uzak tutmak lazım yazıdan. saf ve temiz bir yazı zira.. nesi temizse artık?.. 2019'u da layığıyla bitirirken, kah güldük, kah ağladık, hop oturup hop kalktık. öyle değişik bir yıldı işte... getirdiği güzellikler için teşekkür eder, şanssızlıklar için ise kafiyeli yeni yılımızdan onları göstermemesini dileriz. arada dileriz biz evrenden, o da yapar bazen... güzel şeyler dilemek gerek.. önce sağlık, şans, keyif, huzur, zeka... daha yaşanabilir bir ülke, mantıklı liderler ve elbette kuru kayısı.. ama gün kurusu olacak, mümkünse gün ışığında doğada kurutulmuş, doğal... neden mi? onsuz olmaz!.. kalın sağlıcakla...
* Dün q kararlı duruşumun serzenişine baktım da bi an, bunu geliştirmem lazım. sonra birden aklıma geldi. kaşarlı duruşum...
* Geçen ki kararlı duruşumu düşündüm birden bire, ansızın, aniden..
ve sonra dedim ki !..
vay be!? ne kararlı durmuşum...
* Bugün az kalsın az kalıyordu.. ama neyse ki kalmadı.. çok hala...
* Dünkü kararlı duruşum az kalsın bu gün de sürüyordu. oysa elimde kalmış ucu kırık kola zero halkası ile ben bile kolayca anlayabilirdim ki, kola içmiştim..
kaçınılmaz aksiyon ile elbette dalgalarla bir düet yapmamam düşünülmezdi. öyle de oldu. (oh)
* Bugün sadece capuccino, espresso ve Türk çayı içtim. evet gemide tam otomatik kahve makinesi var. keyfime düşkünüm. bugün geğirmicem.
* Bugün, dünden farklı olarak limonlu soda içtim. Fark olarak hissettiğim limon muydu, soda mıydı bilemedim ama, farklı farketmek kadar farklı olmak da ayrı bir güzel...
elbette geğirdim!
* Bu gün de kola içtim, haliyle geğirmek farzdı. mutluyum.
* 2018'e dühul olduğumuz şu birbirinden değerli günlerde de, siz sevgili ziyaretçilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz...
Bundan müteferrik her daim el ele, göz göz e olabilmekte ve hayatı, güzellikleri hep birlikte yaşayacağız...
(ne sapıkça bir yazı oldu bu?!)
tüm bunların yanı sıra, insan düşünmeden edemiyor, neden her yeni gelen yıl için "mutlu" olunmak zorundadır ki insan? bir önceki geçtiği yılda mutsuzmuşmuydu? ya da nedir, salt ümit beslemek için midir bu "mutlanma" zorunluluğu?
o değil de; aşağıdaki ahanda şu yazıyı yazdıktan bir süre sonra hastahaneye gidip 1 hafta yatmak da nedir abicim yahu?
bari kombiyi kapayıp gideydin!..
gel gelelim, 2017'nin sonuna doğru yaklaşırken, hele ki "bize ayrılan sürenin sonuna yaklaşıyoruz, cümlelerimizi topalaryalım" diye açık oturum tandansı yaşıyorken bil istedim bok gibi geçtin 2017!..
umarım 2018 çok daha güzel olur...
2017'nin şu ıslak ama yumuşak, beyaz ama soğuk ilk günlerinde her birinize teker teker hoşgeldin 2017 demek istiyorum. ama demicem.. çünkü neden?
şimdi eğer üçgenin iç aşılarının toplamı eşit olsaydı zaten hastalık kapmaz, aşıya gerek duymazdı. e madem duymuyor yazık, neden kendini l. v. Beethoven sanmasındı ki? e madem sanık bir durum söz konusu.. o zaman zaten gbt aldırmamak gerek.. çıkar vallaha!
ama nedir?
neticede yenidir, yıldır, hoşgelmiştir, sefalar getirmiştir.. umarım 2016 gibi gtlük etmez de, mutlu huzurlu geçer gidersin yavaşçanak....
...yukarıdaki yazıda, normalden büyük
puttolu kelimelerin, harflerinin toplamının, yarısının 13 olduğunu biliyor muydun?
bilme zaten, ben de yazdıktan sonra sayarak öğrendim.. ne lüzum var?..
saydın mı bi'de oturup üşenmeden?
ne çıktı? yanlış mı çıktı?
salaksın!
HEY SEN?!!!
her gördüğün yazıyı okuyanlardan mısın?
yoksa okuyor gibi yaparak model kızımızın orasına burasına mı bakıyorsun?
eğer ikinci şıktan olsaydın zaten bunu okumazdın ki ilk şıktan da olduğuna
çok da inanasım gelmiyor...
peki ne geliyor?
tren mesela..
o da hoş gelir ancak..
zate türküsü de mevcut..
o zaman napıyoruz?
hep birlikte 7ye kadar sayıyoruz, ama
her seferinde 5ten 2ye düşüyoruz..
sen say ben geliyorum...
Sevgili sevgililerin sevgililer gününü
şaparım.
sevgili olmayanların da en kısa vakitte
sevgili bulmalarını şaparım..
sevgilisi olup da sevgililer gününden önce
sırf hediye almamak için ayrılmayı düşünen sevgilileri de şaparım...
neticede bir sevgi kelebengi olan
PsikolojikDeli.com hunharca, ısrarla,
bütünleşik, tüme varık, tümden gelik
vaziyette hepinizciklerin bu özde ve gözde günlerinizi kutlangı..
yeni yılınız
KUTLU OLSUN
naber 2016?
Yeni yılın şu dızdımlak, ilk saatlerinde gelen yeni yıla naber lan iyimiin? tandansı eşliğinde girdiğimiz şeyin, "ilk başta soğuk, ama sonra alışıyosun" olayından mütevellit, her "yeni" olanı iyi birşeymişcesine algılayanlara inaden, naber lan 2016???
ilk girilen şey iyi olsaydı, ne olurdu?.. hmmm oyş!..
halvet-i ruhiyemden de
alıştığınız üzere enginlere
sığmıyor, taşıyorum sayın okuyucu, hal böyleyken bu taşı durumunda da çıkıyor cümleler..
bil istedim...
ama hala, bu paragrafların geleceği hususunda bir şey düşünebilmiş değilim henüz...
bi sağdan bi soldan asenayıgeçtiler billaki...
boşver lan okuyucu, en olmadı okumazsın, okumayıcı olur kurtulursan. sen sağ ben selami şahin.
o değil de şu minvaline de esepce geğirirken, girilmiş yeni olan şeyin, herkesçe sağlık, bulluk, billik, pullar ve huşu getirmesini dilerim lan.. vallaha bak.
yoksa benim keyfim yerinde... az sonra fırkateynime binip balığa çıkıcam.
bottom of page

